top of page

Demli Çayın Zararları Nelerdir?

  • saglikliyasamkocu
  • 9 Şub
  • 7 dakikada okunur

Güncelleme tarihi: 9 saat önce


demli çayın zararları nelerdir

Çay tüketiminde ülkemiz oldukça üst sıralarda yer almakta. Sabah kahvaltısında başlayan çay içme serüvenimiz gün içinde artarak devam ediyor. Ne var ki fazla demli çay içmek mideden sinir sistemine, kalp hastalıklarından titreme ve uykusuzluğa kadar birçok soruna yol açmakta. Demli çayın zararları hakkında faydalı bilgiler sayesinde bu sorunlara karşı önlemlerinizi alabilirsiniz. Demli çay içmenin zararlarını öğrendikçe bu alışkanlığınızı daha iyi kontrol edebilirsiniz. Böylelikle daha sağlıklı bir yaşam sürdürebilirsiniz.

 

Mide Mukozasına Zarar Veren Demli Çayın Zararları

 

Demli çay tüketimi, sindirim sistemi üzerinde birçok olumsuz etkiye neden olmakta. Özellikle siyah çayın içeriğindeki tein, teofilin ve kafein gibi biyolojik aktif bileşenler mide mukozasına zarar verir. Merkezi sinir sistemiyle birlikte sindirim sistemini bozarak çeşitli sorunlara neden olur. Bu maddeler aslında antioksidan özellikleriyle önemlidir. Fakat yüksek dozda alım durumunda demli çayın zararları ortaya çıkar. Mide asit üretiminin artması mukoza tahrişine neden olur. Ki bu durum, özellikle aç karnına poşet çay veya dökme çay tüketiminde daha belirgin hale gelir. Mide bulantısının yanı sıra, dispepsi (hazımsızlık) gibi semptomlarla kendini gösterir.

 

Mide bulantısının temel nedeni, mide asidinin aşırı salgılanması ve bu asidin mide duvarını tahriş etmesidir. Aşırı demli çay tüketimi, gastrik asit sekresyonunu uyarır. Bu durum, mide duvarının doğal bariyerini zayıflatır. Üstelik bu durum sadece bulantı değil, aynı zamanda reflü ve gastrit gibi gastrointestinal problemleri de tetikler. Ayrıca, aç karnına tüketilen çok demli çay, bu etkileri daha da artırarak şiddetli mide rahatsızlıklarına yol açar. Özellikle sabahları aç karna içilen koyu çaylar, kusma hissine bile yol açar.

 

Bu bağlamda, siyah çay başta olmak üzere ada çayı, kuşburnu çayı veya matcha çayı gibi farklı bitki çaylarının da aşırı ve yanlış kullanımından uzak durmak gerekir. Çünkü bunlar da benzer sorunları tetikler. Gerçi bitki çayları doğal içerikleri nedeniyle sağlıklı olarak kabul edilir. Oysa bilinçsizce tüketim durumunda mide asiditesine zarar verir. Bu yüzden birçok sindirim sistemi şikayetlerine neden olur. Demli çayın zararları bağlamında bunları unutmamalısınız. Çay tüketiminde doz ve zamanlamaya dikkat ederseniz çayın faydalarından yararlanmanız mümkün.

 

Fazla Demli Çay Tüketmenin Nörolojik Etkileri ve Baş Ağrısı

 

Baş ağrısı, günlük yaşamı olumsuz etkileyen yaygın bir sağlık sorunudur. Ve nedenleri arasında sıklıkla göz ardı edilen bir etken fazla demli çay tüketimidir. Nitekim demli çay, içerdiği yüksek kafein, tein ve diğer uyarıcı bileşikler nedeniyle sinir sistemine zarar verir. Özellikle kafein, beyindeki kan damarlarını etkileyerek baş ağrısını tetikler. Bazı bireylerde, özellikle migren hastalarında az miktarda kafein bile semptomları tetikler. Bu kişilerde demli çayın zararları çok daha güçlü şekilde ortaya çıkar. Buna rağmen bazı kişiler çay içtiklerinde kendilerini daha iyi hissettiklerini ifade eder. Oysa bu durum çayın fiziksel etkisinden ziyade, tüketim sırasında artan serotonin salınımıyla ilgilidir.

 

Fazla demli çay içmek, beyne ulaşan kafein miktarını artırarak sinir hücrelerinde aşırı uyarıma neden olur. Bu uyarım, özellikle duyarlılığı yüksek kişilerde baş ağrısını artırır. Bu bağlamda migren, gerilim tipi baş ağrısı ve kafein kaynaklı yoksunluk ciddi nörolojik etkilerdir. Üstelik dökme veya sallama çay aşırı tüketim durumunda vücutta kafein toleransının değişmesine neden olur. Ki bu da günlük kafein dengesini bozar. Ayrıca uzun vadede daha sık ve daha yoğun baş ağrısı ataklarına yol açar. Bu yüzden demli çayın zararları nörolojik bağlamda giderek artan bir doğaya sahiptir. Baş ağrısını hafifletmek amacıyla tüketilen çayın demi fazlaysa paradoksal şekilde ağrıyı artırması mümkündür.

 

Siyah çayın yanı sıra melisa, papatya, rezene ve yeşil çay gibi bitki çayları da yüksek miktarda ve bilinçsiz tüketim durumunda benzer yan etkilere yol açar. Bu bitkisel ürünlerin bazıları merkezi sinir sistemi üzerinde yatıştırıcı etki gösterir. Fakat farmakolojik olarak aktif bileşenleri aşırı dozda almak zararlı sonuçlara neden olur. Örneğin poşet yeşil çay içindeki yoğun kateşin ve kafein, tıpkı siyah çay gibi baş ağrısını tetikler. Dolayısıyla nörolojik sağlık açısından çay tüketiminde içerik, miktar ve bireysel duyarlılıklara dikkat etmek gerekir. Böylelikle demli çayın zararları konusunda daha yüksek bir farkındalık oluşur.

 

Demli Çayın Yarattığı Kalp Çarpıntısı ve Kardiyovasküler Sorunlar

 

Demli çay, fenolik bileşikler ve antioksidanlar bakımından zengin bir içecektir. Bu yüzden, uygun miktarda tüketim durumunda kalp ve damar sağlığını korur. Fakat aşırı miktarda ve özellikle çok demli olarak tüketim kalp sağlığını bozar. Fazla demli çayda yüksek düzeyde kafein ve tein vardır. Ve bu maddeler kardiyovasküler sistem üzerinde uyarıcı etki yapar. Bu etkiler, ilk önce kalp atım hızının artmasına yol açar. Ardından çarpıntı (palpitasyon) ve ritim bozukluklarını tetikler. Kişide eğer kalp sorunları varsa demli çayın zararları daha ciddi sorunlar oluşturur.

 

Kafein duyarlılığı yüksek kişilerde demli çayın zararları daha erken dönemde ve belirgin biçimde ortaya çıkar. Ayrıca, genetik yatkınlığı olan kişilerde demli çay daha ciddi kardiyak sonuçlar doğurur. Özellikle orta yaş ve üzerinde kalp dokusu daha zayıftır. Buna bağlı olarak esneklik yitimi mevcuttur. Dolaşım sisteminin stres faktörlerine karşı daha duyarlı hale gelmesi, fazla kafein tüketimini daha da riskli kılar. Bu yüzden bu yaş grubundaki miyokardiyal zayıflama nedeniyle demli çayın zararları daha kötü sonuçlara neden olur.

 

Kalbin kasılma gücündeki düşüş ve arteriyel sertlik gibi fizyolojik değişiklikler, çay kaynaklı uyarıcı maddelerin olumsuz etkilerini pekiştirir. Ayrıca, uzun süreli ve yoğun kafein alımı, hipertansiyon ve taşikardi gelişimini tetikler. Ki bu da kalp krizi riskini artırır. Dolayısıyla, çay tüketimi genel sağlık durumuna göre dikkat gerektirir. Fazla demli çay içmenin zararları her kişide aynı değildir. Kalp ve damar sağlığı konusunda riskli grupların mutlaka açık çay içmesi gerekir.

 

Demli çayın zararlarına karşı hafif içerikli çaylar iyi bir seçenektir. Örneğin açık siyah çay, ada çayı gibi bitki çayları uygundur. Ancak bunların da bilinçsiz tüketimi bazı riskler yaratır. Nitekim ada çayının aşırı ve uzun süreli tüketimi nörotoksik etkilere yol açar. Ananaslı yeşil çay gibi karışım ürünler metabolizmayı aşırı uyarır. Bu nedenle, özellikle kalp hastalığı riski taşıyan bireylerin çay tüketiminde hekim onayı alması gerekir. Güvenilir poşet çay markaları bu konularda gerekli uyarıları yapmakta.

 

Yoğun Demli Çayla Oluşan Titreme ve Nöromotor Sistem Rahatsızlıkları

 

Yoğun demli çay tüketimi, içerdiği yüksek düzeyde kafein nedeniyle merkezi sinir sistemi üzerinde uyarıcı etki oluşturur. Bu etki, özellikle ileri yaşlarda veya sinir sistemi hassasiyeti olan kişilerde nöromotor yan etkilere yol açar. Ellerde titreme (tremor), bunlar arasında en yaygın olanlarından biridir. Bu tür stimülanların sık ve yoğun kullanımı daha ciddi klinik semptomları tetikler. Yoğun kafein, sinir iletimini hızlandırarak kaslarda istemsiz hareketlere yol açar. Ayrıca anksiyete, demans belirtileri veya Parkinson gibi nörolojik rahatsızlıkları daha kötü hale getirir.

 

Ellerde titremenin çay tüketimiyle ilişkisi çoğu zaman göz ardı edilir. Bu semptom genellikle başka nedenleri (örneğin stres, yaşlılık, hipoglisemi) akla getirir. Oysa koyu çay ve aşırı demli çayla vücuda giren kafein, adenozin reseptörlerini bloke eder. Ve bu durum, nöronal uyarımları artırarak kas kontrolünü zayıflatır. Özellikle gün içinde yoğun bilişsel ve motor faaliyet gerektiren işlerde çalışan bireyler için bu durum son derece risklidir. Örneğin bilgisayar başında çalışan beyaz yakalılar, tasarımcılar, yazılımcılar için bu risk yüksektir. Demli çayın zararları titreme, yazma, çizim yapma veya ince motor beceri gerektiren diğer görevlerde ciddi zorluklara neden olur.

 

Bu nedenlerden dolayı, nöromotor sistem sağlığını korumak için çay tüketimine dikkat etmek gerekir. Bu bağlamda kafein içeriği düşük ve açık çaylar iyi bir seçimdir. Ayrıca bitki çaylarını da bilinçli tüketmek gerekir. Örneğin beyaz çay veya bergamot aromalı çaylar da uyarıcı etki gösterir. Dahası, bayat demli çaylar mikrobiyolojik açıdan büyük bir risktir. Nitekim bu çaylar bağırsak sağlığını ve genel sağlık durumunu ciddi ölçüde etkiler. Titreme veya nöromotor sistem sorunları olan kişiler çay tüketim alışkanlıklarını mutlaka gözden geçirmeli. Aksi durumda ne yazık ki demli çayın zararları konusunda çok daha ciddi sorunlarla karşılaşmaları mümkün. Çaykur bergamotlu çay ve benzeri ürünlerin doğru tüketim şekline dikkat etmelisiniz.

 

Demli Çayla Oluşan Uykusuzluk ve Bilişsel Performans Düşüklüğü

 

Eğitim ve iş hayatında fazla demli çay sıkça tüketilmekte. Zihni açmak adına gerçekleşen bu davranış aslında bilişsel fonksiyonlara zarar vermekte. Fazla demli çayın içerdiği yüksek kafein miktarı, kısa vadede uyanıklık sağlar. Fakat uzun vadede ciddi uykusuzluk sorunlarına neden olur. Nitekim kafein, beyin hücrelerinde yorgunluk hissi oluşturan adenozin maddesini baskılar. Bunun sonucunda yapay bir enerji hali yaratır. Ancak bu durum sadece geçici bir fayda sağlar. Çünkü sonrasında vücut daha da yorgun ve dikkatsiz hale gelir. Bu yüzden demli çayın zararları bilişsel fonksiyonlar üzerinde oldukça etkilidir.

 

Uykusuzken gerçekleşen çalışmaların kalitesi düşer. Çünkü kısa süreli hafıza, odaklanma ve karar verme mekanizmaları yeterli dinlenme olmadan optimal çalışmaz. Öğrencilik döneminde final sınavlarında karşılaşılan “soruyu yanlış anlama” veya “konu dışı cevaplar verme” durumu çoğu zaman bu nedene dayanır. Tıpkı sınavda olduğu gibi, iş hayatında da fazla demli çay eşliğinde sabahladığınız bir rapor, sunum veya toplantıdan beklediğiniz sonucu almanız zorlaşır. Bu gibi nedenlerle fazla demli çayın zararları eğitim ve iş hayatını oldukça etkiler. Ayrıca şekersiz çay içmenin zararları da benzer etkiler gösterir.

 

Uykusuzluk ve bilişsel performans düşüklüğü, zihni olduğu kadar fiziksel sağlığı da etkiler. Bu nedenlerden dolayı bağışıklık sistemi zayıf düşer, sinirlilik ve hata riski artar. Dolayısıyla, işlerinizi doğru şekilde planlamak, daha açık çaylarla daha az kafein almak ve uykunuzu ihmal etmemek çok daha akılcı bir stratejidir. Böylelikle demli çayın zararları ile pek karşılaşmazsınız. Yüksek kafein nedeniyle oluşan fiziksel ve ruhsal sorunlar böylelikle bünyenize zarar vermez. Hatta Lipton siyah poşet çay açık tüketim durumunda dikkat ve odaklanma becerilerinizde artış sağlar.

 

Fazla Demli Çayın Yan Etkisi Olarak Demir Eksikliği

 

Son yıllarda demir eksikliği, çeşitli sağlık sorunlarıyla ilişkilendirilerek toplumda sıkça gündeme gelmekte. Oysa birçok kişi, hekim görüşü veya laboratuvar bulgularına dayalı olmaksızın yalnızca semptomlara bakarak demir eksikliği tanısı koyma eğiliminde. Bu tür sağlık değerlendirmelerini yalnızca tıbbi testler ve profesyonel analizlerle yapmak gerekir. Nitekim demir eksikliği, pek çok hastalıkta risk faktörüdür. Çoğu zaman tek başına bir neden olmaktan ziyade, daha geniş bir klinik tablonun parçasıdır. Ve demli çayın zararları demir eksikliği bağlamında da önemlidir.

 

Türkiye’de yaygın olarak tüketilen fazla demli siyah çay maalesef demir eksikliğine yol açmakta. Demli siyah çayda yüksek oranda tanen ve kafein olması demir eksikliği yan etkisinin en önemli nedenidir. Çaydaki tanenler, sindirim sisteminde demir iyonlarıyla çözünmeyen kompleksler oluşturur. Bu durum, demirin özellikle bitkisel kaynaklardan emilimini ciddi ölçüde kısıtlar. Kafein ise artan idrar çıkışı yoluyla sıvı ve mineral kaybına neden olur. Bu da demir atımının artmasına yol açar. Dolayısıyla demli çayın zararları bağlamında tüm bunlara dikkat etmek gerekir. Demli bir çay içmeden önce demin fazla koyu olmamasına özellikle dikkat etmelisiniz.

 

Fazla demli çay tüketimi, anemiye yatkın kişilerde demir eksikliğini daha da derinleştirir. Bu durum, kişide ilk olarak artan yorgunluk ve halsizlikle kendini gösterir. Ayrıca dikkat dağınıklığı ve fiziksel performans düşüklüğü de demir eksikliğinin klinik belirtileri arasındadır. Dahası, demir eksikliğini telafi etmek adına takviyelere başvurmak, yoğun demli çay tüketimi durumunda daha da zararlı hale gelir. Çünkü böbreklerde biriken kimyasal takviye ve bileşiklerin atımı için daha fazla demir gerekir. Bu da kişide demli çayın zararları konusunda daha ciddi sağlık sorunlarını tetikler.

 

Sıcak Demli Çayla Artan Yemek Borusu Kanseri Riski

 

Yemek borusu (özofagus) kanseri, dünya genelinde yaygın kanser türleri arasında yer almasa da bazı coğrafi bölgelerde oldukça yaygın. Nitekim yaşam tarzı faktörlerine bağlı olarak bazı bölgelerde daha yüksek insidans göstermekte. Konuya ilişkin epidemiyolojik çalışmalara göre sıcak tüketilen demli çay yemek borusu mukozasında termal hasara yol açmakta. Bu hasarlar maalesef özofagus kanseri riskini artırmakta. Dolayısıyla demli çayın zararları konusunda bunları da unutmamalısınız. Sağlıklı ve iyi bir yaşam için çay tüketiminizde bunlara mutlaka dikkat etmelisiniz.

 

Özellikle yüksek sıcaklıkta ve fazla demlenmiş çay tüketimi yemek borusu kanseri riskini önemli ölçüde artırmakta. Nitekim Dünya Sağlık Örgütü’ne (WHO) bağlı Uluslararası Kanser Araştırmaları Ajansı (IARC), 65°C’nin üzerindeki sıcaklıkta tüketilen içecekleri “muhtemel kanserojen” (Grup 2A) olarak sınıflandırmakta. Termal hasar sonucu tekrarlayan inflamasyonlar, epitel hücrelerinde DNA hasarına yol açmakta. Ve bu durum zamanla malign transformasyona zemin hazırlamakta. Demli çayın zararları bağlamında bunları kesinlikle unutmamalısınız.

 

Demli çayın potansiyel zararları yalnızca sıcaklıkla sınırlı değildir. Çayın yoğun demlenmiş hali, yüksek miktarda polifenol, tanen ve bazı potansiyel toksik bileşikler içerir. Bu maddeler uzun vadede yemek borusu epiteline kimyasal stres uygulamakta. Özellikle kaçak veya uygun olmayan koşullarda işlenmiş çaylarda pestisit ve ağır metal kalıntıları gibi ek risk faktörleri de mevcut. Bu yüzden çay tüketimi kadar çay alışverişi için de doğru kanalları tercih etmelisiniz.

 
 
Betül Mardin'in Başarı Hikayesi
Stil Penceresi
Psikoloji Penceresi
Dekorasyon Evreni
Sıfır Atık Evreni
Oyun Kuralları Koçu
Baklava Dünyası
Rattan Avize Dünyası

İletişim:
serpgezgini@outlook.com

Stil Penceresi
Psikoloji Penceresi
Dekorasyon Evreni
Rattan Avize Dünyası
Sıfır Atık Evreni
Oyun Kuralları Koçu
Baklava Dünyası
bottom of page